Banka Hesabındaki Paranın Boşanma Davasından Hemen Önce Çekilmesi

Boşanma Davası İçin Ses Kaydı Yapılması Suç Mu?
26 Eylül 2020
Muris, Kadastro Tespitinden Sonra Vefat Etmişse, 10 Yıllık Hak Düşürücü Süre İşlemez.
12 Ekim 2020

Banka Hesabındaki Paranın Boşanma Davasından Hemen Önce Çekilmesi

Boşanma davası açılmasından çok kısa bir süre önce bankadaki paranın çekilmesi mal kaçırma olarak değerlendirilir. Karşı tarafın mal ortaklığı rejiminden kaynaklanan alacağını azaltma kastı ile yaptığına karine teşkil eder.

T.C. YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ

E. 2014/17630 K. 2014/19709 T. 3.11.2014

DAVA : Davacı-karşı davalı S. E. ile davalı-karşı davacı A. E. aralarındaki katılma alacağı davasının kısmen kabulüne, kısmen reddine ve kısmen karar verilmesine yer olmadığına dair İzmir 13. Aile Hukuk Mahkemesi’nden verilen 19.2.2013 gün ve 270/155 Sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı-karşı davalı vekili-davalı karşı davacı vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı S. E. vekili, tarafların 23.9.2005 tarihinde evlendiklerini, İzmir 6. Aile Mahkemesi’nin 9.3.2011 tarihli kararı ile boşanmalarına karar verildiğini, evlilik birliği içerisinde edindikleri İzmir ili Balçova ilçesinde 1374 ada 2 Sayılı parselde kayıtlı 9 numaralı bağımsız bölüm ile İzmir ili Çeşme ilçesinde 6894 ada 7 parselde kayıtlı 1 numaralı dubleks meskenin satın alınmak suretiyle davalı adına tescil edilmiş olduğunu, ödemelerin ortak yapıldığını açıklayarak yasal edinilmiş mallara katılma rejimi uyarınca her iki taşınmazın fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere, tapu kayıtlarının 1/2 oranında iptali ile davacı adına tesciline, bunun mümkün bulunmaması halinde de satış bedelinin 1/2 oranındaki bölümünün davacıya aidiyetine karar verilmesini istemiş, 31.5.2012 tarihli harcı yatırılarak sunulan ıslah dilekçesi ile her iki taşınmazın değerinin yarısı olan 172.500 TLnin faiziyle tahsili istemiştir. Birleşen davada davacı A. E. vekili, evlilik birliği içerisinde davalı eş S.’nin Finansbank Balçova Şubesindeki 26169403 numaralı hesabında 20.500TL paranın biriktirilmiş olduğunu, edinilmiş mal olan bu paranın yarı oranındaki bölümünün vekil edene ait bulunduğunu, ayrıca davalı eşin evlenmeden önce 2004 yılında banka kredisi ile satın aldığı 01 SE 248 plakalı aracın banka kredi taksitlerinin 11.000 TL lık bölümünün de evlilik birliği içerisinde ödendiğini bu miktarın da yarısının edinilmiş mal olduğunu açıklayarak toplam 15.750 TL katılma alacağının faizi ile birlikte davacı-birleşen davalı eşten tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davacı S. E. vekilinin tapu iptal ve tescil isteğinden feragat ettiği ettiği nazara alınarak bu hususta feragat sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına, davacı S. E.’nin diğer tüm taleplerinin reddi ile İzmir Balçova 1374 ada 2 parselde kayıtlı 9 numaralı bağımsız bölümün edinilmiş mal olduğu, aksinin kanıtlanamadığı anlaşıldığından taşınmazın tasfiye tarihindeki sürüm değeri olan 135.000TL nin yarısı 67.500 TL nin davalı karşı davacı A. E.’den alınarak, davacı S. E.’ye verilmesine, fazlaya dair istemin reddine, Davalı-karşı davacı A. E.’ün diğer taleplerinin reddi ile S.’ye ait 01 SE 248 plakalı aracın 5.775 TL’lik kısmının edinilmiş mallardan ödendiğinin anlaşıldığından TMK.nun 231. maddesi gereğince 1/2 si olan 2.887,50 TL artık değer alacağının S. E.’den alınarak A. Erdagöz’e verilmesine, fazlaya dair ve sair tüm taleplerinin reddine karar verilmesi üzerine; hüküm her iki taraf vekillerince ayrı ayrı temyiz edilmiştir. Mahkemece, tapu iptal ve tescil istemi yönünden feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olması doğru değil ise de bu husus temyize konu edilmediğinden bozma nedeni yapılmamış, eleştirilmekle yetinilmiştir. Taraflar, 23.9.2005 tarihinde evlenmişler, 11.2.2011 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne dair hükmün 1.4.2011 tarihinde kesinleşmesi üzerine boşanmışlardır. Sözleşmeyle başka rejim seçilmediğinden eşler arasında yasal ‘edinilmiş mallara katılma’ rejimi geçerlidir (TMK’m. 202). Söz konusu mal rejimi, boşanma davasının açıldığı 11.2.2011 tarihinde sona ermiştir (TMK’nun 225/son). TMK’nun 235/1. maddesi hükmüne göre; mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş mallar, tasfiye anındaki değerleriyle hesaba katılır. Evlilik birliği içerisinde edinilen ancak daha sonra elden çıkarılan mallar bakımından da TMK.nun 229. maddesi hükümleri göz önünde bulundurulur. Dava konusu İzmir ili Balçova ilçesinde 1374 ada 2 parselde kayıtlı 9 numaralı bağımsız bölüm 16.10.2007 tarihinde satın alınmak suretiyle, yine aynı ilde Çeşme ilçesi Dalyan köyünde bulunan 6894 ada 7 parselde kayıtlı 1 numaralı bağımsız bölüm (dubleks daire) ise ferdileşme suretiyle 23.2.2009 tarihinde A. E. adına tescil edilmiştir. Diğer davaya konu edilen 01 SE 248 plakalı araç faturalı satış ile S. E. adına trafikte kaydedilmiştir. Yine davaya konu Finansbank Balçova Şubesinde bulunan ve 26.7.2010 tarihinde S. E. adına 20.030 TL miktarlı açılan 26169403 numaralı hesaptaki mevduatın 31.1.2011 tarihinde 3.500 TLsı, 2.2.2011 tarihinde de kalan bakiye 17.000TL.sı S. tarafından çekilmek suretiyle kapatılmıştır. Asıl dava ve birleşen davada; dava dilekçelerindeki açıklamalar ve iddianın ileri sürülüş biçimine göre, talep, TMK.nun 219, 231 ve 236. maddelerine göre katılma alacağı istemine ilişkindir. Bu tür davalarda, eklenecek değerlerden (TMK m.229) ve denkleştirmeden (TMK m.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere edinilmiş malın (TMK m.219) toplam değerinden mala dair borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK m.231) yarısı üzerinden (TMK m.236/1) tarafların kazanılmış hakları da dikkate alınarak katılma alacağının hesaplanması gerekir. Asıl davada davacı S. vekilinin temyiz itirazları bakımından yapılan inceleme sonucunda; TMK.nun 219. maddesinde edinilmiş mal, evlilik birliğinin devamı süresince karşılığı verilerek elde edilen malvarlığı değerleri olarak tanımlanmıştır. TMK.nun 222. maddesinde ise bir eşin tüm mallarının aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal kabul edileceği hüküm altına alınmıştır. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, asıl davada davaya konu 6894 ada 7 parselde bulunan 1 numaralı dubleks niteliğindeki konutun, evlilik birliği kurulmadan önce 23.9.1996 tarihinde davalı koca tarafından S.S. Mavi Deste Arsa ve Konut Yapı Kooperatifinden üyelik hakkını devraldığı daha sonraki tarihlerde üçüncü kişiye devretmiş ise de enson yeniden aynı üyelik hakkının davalı koca tarafından 24.8.2004 tarihinde satın alındığı, evlilik birliğinin kurulmasından sonra kooperatife üyelik aidatı da ödenmediği anlaşıldığına, bu hale göre anılan taşınmazın edinilmiş mal olmayıp, TMK.nun 220/2.maddesine göre davalı eşin(koca) kişisel malı olduğuna, davacı S.’nin gerek dava dilekçesinde gerekse ıslah dilekçesinde taşınmaza yönelik sonradan yapılan iyileştirme ve korunmasına dair katkısını açıkça ileri sürüp bu iddiası bakımından ayrıca talepte de bulunmadığına göre, mahkemece 1 numaralı dubleks mesken yönünden davanın reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından, asıl davada davacı S. vekilinin yerinde olmayan tüm temyiz itirazlarının reddi ile Usul ve Yasaya uygun olan hükmün, 6794 ada 7 parselde kayıtlı 1 numaralı dubleks meskene dair bölümü bakımından ONANMASINA, Birleşen davada davacı A. E. vekilinin temyiz itirazlarına gelince; davaya konu İzmir Balçova’da bulunan 1374 ada 2 parseldeki 9 numaralı bağımsız bölümün edinilmesi sırasında davalı-birleşen davacı A.’in evlilik öncesinde alacaklı bulunduğu C. G. isimli kişiden 10.000TL dolar ve 10.000 Euro olan alacağını tahsil ettiğini, babası M. E.’ün 2004 yılında emekli olurken aldığı emekli ikramiyesini verdiğini, A.’in evlilik öncesinde bulunan aracını sattığını 20.000 TL bedel aldığını, yurt dışında bulunan kardeşinden de 30.000TL sı almış bulunduğunu ve toplanan bu paraların bir kısmının Yapı Kredi Bankası Balçova Şubesi bir kısmının HSBC Bankası Balçova Şubesine hesap açılarak yatırıldığını daha sonra çekilerek anılan evin alımında kullanıldığını bildirmiştir. Mahkemece Yapı Kredi Bankası Balçova Şubesinden getirtilen hesap hareketlerine dair kayıtlarda davalı A.’in 1.1.2006 tarihinde 40.000 TL sı para yatırmak suretiyle hesap açtırdığı, daha sonra 18.10.2006 tarihinde 20.164 TL nin, 2.11.2006 tarihinde 3.542,72 TL nin ve 28.11.2006 tarihinde de 5.055,84 TL nin aynı hesaptan çekildiği, yine devam eden aylarda da küçük miktarlı paraların çekilerek en son hesapta kalan 150 TL nin de 2.2.2007 tarihinde alınması ile anılan hesabın 31.12.2007 tarihinde kapatıldığı görülmüştür. Buna göre anılan hesaptaki paranın davaya konu taşınmazın alım tarihi (16.10.2007) nazara alındığında taşınmazın alımına harcandığının kabulü mümkün görülmemektedir. Ancak HSBC Bankası Balçova Şubesinde davalı A.’e ait mevduat hesabı bulunup bulunmadığı araştırılmamıştır. Davalı A.’e ait 36 EA 436 plakalı aracının 31.5.2004 tarihinde 22.734 TL bedelle satılmış bulunduğu da dosya arasında yer alan satış sözleşmesinden anlaşılmakta olup, bu paranın nerede değerlendirildiği belirlenmemiştir. Bundan ayrı davalının babasının emekli olup olmadığı, olmuş ise hangi yıl emekli olduğu, emekli ikramiyesi almış ise miktarının ne olduğu, davalı oğluna ne şekilde verdiği, bankaya yatırılmış ise bu kayıtların nerede bulunduğu araştırılıp belirlenmemiştir. İleri sürülen ve TMK.nun 220/4 maddesi uyarınca kişisel mal yerine geçen değer niteliğindeki paraların toplam miktarı ve davalı A.’e verildiği tarihler (2004-2006 yılları) nazara alındığında nakit olarak elde tutulmuş olması, hayatın olağan akışına aykırıdır. TMK.nun 227. maddesi uyarınca kişisel maldan, edinilmiş mal olan taşınmaza yapıldığı iddia edilen katkının yöntemine uygun biçimde araştırılıp belirlenmesi gerekir. TMK.nun 222. maddesinde bir eşin tüm mallarının aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olduğu kabul edilmiştir. TMK.nun 6 ve 222. maddeleri gereğince herkes iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür. Şu halde mahkemece yapılması gereken iş; davalı A.’in yukarda belirtilen paraları HSBC Bank Balçova Şubesine yada başka bir bankaya yatırıp yatırmadığının saptanması, yatırılmış ise hesap hareketlerine göre paranın çekildiği tarih ile taşınmazın satın alındığı tarihin aynı ya da birbirine yakın olduğunun belirlenmesi halinde, anılan paranın taşınmazın alımına kullanılmış olduğunun kabul edilmesi (mevduatın evlilik tarihinden sonrasına dair bölümünün faizi edinilmiş mal olarak kabulü gerekir), TMK.nun 220/4 bendine göre kişisel mallar yerine geçen değer olarak kabul edilen miktarın davalı A.’in kişisel malı olarak kabul edildikten sonra, taşınmazın alım tarihindeki piyasa sürüm değerinden bu miktarın düşülmesi, bakiye bölümün ise edinilmiş mal kabul edilerek birbirine oranının bulunması, bulunan bu oranın ise taşınmazın usulüne uygun bir biçimde belirlenecek karar tarihine en yakın tarihteki sürüm değeri ile çarpılması sonunda bulunacak artık değerin yarısı oranında katılma alacağına hükmedilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucu anılan taşınmazın tamamının edinilmiş mal niteliğinde bulunduğu kabul edilmek suretiyle yarı oranındaki değerine hükmedilmiş olması doğru görülmemiştir. Dava konusu 01 SE 248 plakalı araç yönünden temyiz itirazlarına gelince; evlilik birliği kurulmadan 14.5.2004 tarihinde satış suretiyle davacı S. E. adına tescil edilmiştir. Faturalı olarak satın alınan aracın bedeli 16.225,00 TL olup, alım bedelinin bir bölümü bakımından Türkiye Vakıflar Bankası Adana Şubesinden 14.5.2004 tarihinde 36 ay geri ödemeli 13.000TL kredi alınmış, toplam kredi borcu faiz ve masrafları ile birlikte 19.183,90 TL olmuştur. Dosya arasında yer alan kredi belgelerine göre kredi ödemeleri 16.6.2004 tarihinde başlamış, evlilik tarihine kadar 16 aylık bölümü davacı S. tarafından ödenmiştir. Kalan 20 aylık bölüm toplamı 10.654,17 TL ise evlilik birliği içerisinde ödenmek suretiyle kredi borcu kapatılmıştır. Evlilik birliği içerisinde ödenen taksitler bakımından taraflarca kişisel mal veya gelirle yapıldığı iddia ve ispat edilmediğinden bu ödemeler bakımından tarafların edinilmiş mallarından karşılandığını kabulü gerekir. Davalı-birleşen davacı A., davacı-birleşen davalı S.’nin kişisel malı niteliğindeki aracına, evlilik birliği içerisinde edinilmiş maldan yapılan ödemeler sebebiyle alacak isteğinde bulunmuştur. Anılan aracın satın alınması sırasında ödenen toplam bedelin %80 oranındaki bölümü için kredi alınmış, kalan %20 oranındaki bölümü ise davacı S.’nin kişisel malından karşılanmıştır. Mahkemece yapılması gereken iş; %80 oranındaki bedeli kredi ile alınan araçla ilgili toplam kredi ödemesinin 36 ay vadeli olduğu, bu taksit ödemelerinden 20 adedinin evlilik birliği içerisinde edinilmiş mallara katılma rejimi geçerli iken ödendiği, bu durumda artık değer miktarının 20/36 orana isabet ettiği, bu oran ile mahkemece aracın usulüne uygun biçimde bozmadan sonra verilecek karar tarihine en yakın tarihteki piyasa sürüm değerinin %80 ine isabet eden bölümünün çarpımı neticesinde çıkacak miktarın 1/2 oranındaki bölümünün davalı birleşen davacı A.’in katılma alacağı olduğu gözetilerek bu miktar yönünden davacının katılma alacağı talebinin kabulüne karar vermek olmalı iken kredi taksit miktarlarının eksik değerlendirilerek ve Dairemizin yerleşik kararları ile yasada belirtilen esaslara uyulmaksızın yapılan hesaplama sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Davalı birleşen davacı A. vekilinin Finansbank Balçova Şubesindeki 26169403 numaralı hesapta bulunan para ile ilgili temyiz itirazlarına gelince; dosya içerisinde bulunan hesaba ait kayıtlara göre Suriye Eyi adına, 26.7.2010 tarihinde açılan vadeli hesaba 20.030 TL yatırılmıştır. Hesabın açılış tarihi nazara alındığında hesapda bulunan para kural olarak edinilmiş mal sayılır. Bu para bakımından davacının TMK’nun 236/1. fıkrası uyarınca yarı oranında katılma alacağı söz konusu olabilir. Davacı birleşen davalı S. anılan hesaptaki paranın 3.500.TL lık bölümünü 31.1.2011 tarihinde, 17.000 TL lık bölümünü ise 2.2.2011 tarihinde çekmek suretiyle mal rejiminin sona erdiği boşanma dava tarihinden (11.2.2011) hemen önce hesabı kapatmıştır. Davalı birleşen davacı A., anılan paranın evlilik birliğindeki birikimleri olduğunu yarı oranındaki payının kendisine ait bulunduğunu ileri sürmüştür. Davacı birleşen davalı S. ise, eşinde bulunan şahsi eşyalarını alabilmek için, bankadaki hesaptan çektiği bu parayı eşine verdiğini bildirmiş ise de; dosya arasında yer alan ve taraflarca imzalanmış teslim belgesidir başlıklı 2.2.2011 tarihli belgede özel eşyalarını teslim aldığını açıklamış ancak bu paranın verildiğine dair belgede herhangi bir ibare yer almamıştır. Şu halde paranın davalı birleşen davacı A.’e verilmediğinin kabulü gerekir. TMK.nun 225/2. maddesi uyarınca boşanma davasının açıldığı 11.2.2011 tarihi itibariyle eşler arasındaki mal rejimi sona ermiştir. TMK.nun 235/1. maddesine göre mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş malların tasfiye anındaki değerlerinin hesaba katılacağı kuşkusuzdur. Uyuşmazlık konusu para, davacı birleşen davalı S. tarafından taraflar arasında mal rejiminin sona erdiği tarihten önce hesaptan çekilmiş, tasfiye sırasında mevcut bir para bulunmadığı sabit ise de, dosya kapsamına, hesaptaki paranın boşanma dava tarihinden hemen önce çekilmiş bulunmasına göre, TMK’nun 229. maddesi uyarınca karşı tarafın katılma alacağını azaltmak kastı ile yapıldığı anlaşılmaktadır. Şu halde mahkemece bankadaki paranın eklenecek değer olarak edinilmiş mal olduğu kabul edilerek yarı oranındaki bölümü bakımından davalı birleşen davacı A. lehine katılma alacağına hükmedilmesi gerekirken yazıl şekilde bu istek yönünden davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Kabule göre de; mahkemece davalı birleşen davacı A. araç ve bankadaki para yönünden katılma alacağı miktarının faizi ile birlikte hüküm altına alınmasını istediği halde mahkemece faize hükmedilmemiş olması doğru olmamıştır.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle davalı birleşen davanın davacısı A. E. vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle usul ve yasaya aykırı bulunan hükmün 1374 ada 2 parselde kayıtlı 9 numaralı bağımsız bölüm, 01 SE 248 plakalı araç ve Finansbank’daki hesaba dair bölümleri yönünden 6100 Sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 Sayılı HUMK’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK’nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 1.177,30 TL peşin harcın davalı-karşı davacıya iadesine, 25,20 TL onama harcının peşin harca mahsubu ile kalan 1.152,10 TL harcında davacı-karşı davalıya iadesine 3.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir